Engelli olmanın avantaj olduğunu söyleyen zihniyete dur diyelim!
Engelli olmanın avantaj olduğunu söyleyen zihniyete dur diyelim!
Eşit, adil ve saygın yaşam anayasal haktır. Son zamanlarda bazı Profesörler tarafından verilen örnekler ve söylemler ayrımcılıktır. Bu ayrımcı ve engelli olmanın avantaj olduğunu sanan zihniyetin sebebi; her fırsatta 'engelliler bizim sayemizde insan olduklarını anladılar, tüm engellilere maaş ve bakım maaşı veriyoruz, bizim sayemizde ÖTV muafiyeti alıyorlar, kontenjanla iyi okullarda okuyorlar' şeklinde yalanlar söyleyen siyasiler ve onlara alkış tutanlardır. Bu yalan ifadelerle oluşan algı nedeniyle toplum engellilerin ve ailelerinin rahat bir yaşam sürdüğünü sanmaktadır.
Gerçeklerden bahsedelim; Engelli maaşı ve bakım yardımından faydalanabilmek için ağır engelli, bağımlı yaşayabilme raporu olması ve kişi başı gelir seviyesi muhtaçlık seviyesinin altında olması gerekmektedir.
Son dönemlerde engelliliği avantaj sanan yaklaşımlar nedeniyle rapor oranlarında yapılan değişik uygulamalarla binlerce engellinin maaşı ve bakım yardımı da kesilmeye başlamıştır. Resmi verilere göre 83 milyon nüfusun %12,30 engelli bireylerden oluşmaktadır. 10 milyon 500 bin civarında engelli içinden devletten maaş alan engelli sayısı sadece 1 milyon 800 bin kişidir.
Tüm engellilere maaş veriyoruz yalanını söyleyenler yüzünden yanlış bilen toplum ; ülkemizde 10 milyon 500 engelliden 9 milyon engelli ve ailesinin devletten maaş almadığını ve büyük bölümünün çok zor şartlarda yaşadığını bilmelidir.
ÖTV muafiyeti hakkı engellilerin hayata katılımı için toplu ulaşım araçları ve kentlerin erişilebilirlik mevzuatına uygun olmaması nedeniyle kullanılan bir haktır. Geçen yıllarda yine bir Profesör ünvanlı kişinin engelliler lüks araçlara biniyor ifadesi sonucu araç alımına üst limit kısıtlaması getirilerek, engelli bireylerin istediği aracı alma özgürlüğü kısıtlanmıştı.
Eğitim de akranları haftada 30 saat eğitim alırken özel eğitim ihtiyacı olan engelli öğrenciler haftada 2 saat eğitim alabilmektedirler.
Erişilebilirlik kentlerde saygın yaşam da anayasal hak ve kanuni zorunluluktur.
Engelliler hayata eşit, adil ve bağımsız katılım hakkı için büyük mücadeleler vermişlerdir. Bu haklar kimsenin lütfu değildir.
Ötekileştiren ve saygısızlık gösterenler anayasal suç işlemekte, toplumu engelli bireylere karşı kin duymaya yönlendirmektedirler. Siyasetçi, akademisyen, yerel yönetici, kim olursa olsun bu kişiler hakkında savcılar görevlerini yapmaya çağırıyoruz.
Adem Kuyumcu
Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı